Hapşırma ile İlgili 12 İlginç Bilgi

vlcsnap-2014-12-24-14h02m43s109

Hapşırmanın bilimsel tanımı, aniden, sesli bir şekilde, ağızdan ve burundan hızlı nefes vermektir. Bir tür savunma mekanizmasıdır da diyebiliriz. Sinirler burunda yabancı bir maddenin varlığını hisseder, koşarak gidip beyne haber verir, efendimiz beyin bize “hapşır” diye buyurunca da istemdışı hapşırırırız.

EN KALP DURMAZ

Hapşırığın hızı saatte 160 kilometreyi bulur. Sessiz hapşırmaya çalışanlar bir kez daha düşünsün. Bu basıncı serbest bir şekilde dışarı atmamak hayati tehlike yaratabiliyor.

Bir hapşırıkta etrafa 100 bin civarında mikroorganizma yayarız. Ancak uzmanlar, ellerimizin yaydığı mikropların yanında hapşırıkla çıkanların daha az tehlikeli olduğunu söylüyor.

Doğadaki en çok hapşıran hayvan iguanadır. Nedeni ise hapşırma eyleminin sindirim sürecinde bir role sahip olmasıdır.

Hapşırırken kalbin bir an için durduğu doğru değildir. Hapşırmanın kan akışında yarattığı etkiden dolayı kalbin ritmi farklılaşır ama kalp kesinlikle durmaz.

Hapşırırken gözleri açık tutmak imkansızdır. Bir inanışa göre, hapşırırken zorla gözleriniz açık tutarsanız göz bebekleriniz fırlayabilir. Fakat bu inanış da doğru değildir.

GÜNEŞ IŞIĞI

Üç kişiden biri, parlak güneş ışığına çıktığında hapşırır. Işık hassasiyetinin genetik olduğu söyleniyor. Hatta genlerle hapşırma sayısı bile aktarılıyormuş. Aniden güneşe çıkınca bazı kişilerin en az 3 kez, bazılarının ise 8 kez hapşırdığı gözlemlenmiş.

İnsanlar uykularında hapşırmazlar. Çünkü biz uyurken sinirlerimizin büyük bölümü de uyur. Bu nedenle dış uyaranlara karşı hassasiyetimiz azalır. Nadiren hapşırılsa da uyanıkkenki kadar şiddetli olmaz.

Kadınların kaşlarını alırken hapşırması çok rastlanan bir durum. Çünkü kaşları alırken uyarılan sinirler buruna çok yakın olduğu için beyne yanlış sinyal yollayabiliyor.

Spor yaparken de hapşırma artabiliyor. Çünkü hızlı nefes alıp vermek burun içinin kurumasına neden olur. Bu da sinirleri uyaran bir durumdur.

NEDEN ÇOK YAŞA DİYORUZ?

Hapşıran birine “çok yaşa” denmesinin nedeni çok eski bir inanışa dayanır. Hapşırmaya eski Yunanca’da “pneuma” denir. Yani ruh. O dönemde, insanın hapşırırken ruhunun ağzından çıkabileceğine, yerine de şeytanın gireceğine inanılırdı. Bu da ölüme yakın bir tecrübe olarak kabul edilirdi

Hemen hemen her dilde “çok yaşa” karşılığında bir söylem vardır. Mesela Çin’de hapşıran çocuklara “bai sui” denir. Anlamı da “100 yıl yaşa” demektir.

İngilizce’de hapşıranlara, “god bless you”, yani “Tanrı seni kutsasın” denmesinin altında tarihi bir hikaye var. Altıncı yüzyılda veba salgını Avrupa’yı sarmıştı. Bu korkunç hastalığın ilk belirtilerinden biri hapşırmaktı. Dönemin Papa’sı, hapşıranlara, “Tanrı seni kutsasın” denmesini zorunlu kılmıştı. Böylece o kişinin Tanrı’nın yardımıyla hastalanmaması amaçlanıyordu.

Telefonla İlgili 18 İlginç Bilgi

Sivrisinekler insanları ne amaçla ısırır?