Ameliyat sonrası hastanın en büyük sıkıntısı, uyandığında burnundan nefes alamadığını farketmesidir.
Burun içindeki tamponlar, yahut tampon konmamışsa bile burun içindeki dikişler ve pıhtılaşma nedeniyle kısa süreli bir panik duygusu yaşayabilir. “Nefes alamıyorum” diye düşünebilir.
Bu yüzden hastayı uyutmadan önce, “Uyandığında ağzından nefes almaya çalışacaksın” diyerek uyarırız.
KAS OLMADIĞI İÇİN AĞRIMAZ
Burun ameliyatı ağrısız, sancısız bir işlemdir. Burun içerisinde kas dokusu olmadığı için burun hareket etmez. Bu nedenle de, örneğin apandisit ya da sezaryen ameliyatı gibi oturup kalktıkça ağrı yapan bir ameliyat değildir.
Ancak görüntüsünün ürkütücü olduğunu söyleyebiliriz. Hastanın gözleri morarmış, yüzü şişmiştir. Burnunun üzerinde bir kalıp, burun deliklerinde tampon vardır.
Hatta tampondan kan sızabilir. Karşıdan bakan biri, “Vah zavallı! Kim bilir ne kadar çok canı acıyordur” diyebilir.
BURNA DARBE GELMİŞ KADAR ACIR
Günlük hayatta burnunuza bir darbe geldiğinde canınız yanar, gözünüzden yaş gelir. Fakat burnun içinde kas olmadığı için 10 saniye sonra acısı geçer.
Aynı şekilde, burun ameliyatında da burnunuza darbe gelir. Kemikler törpülenir, çıkarılıp yaklaştırılır. Hasta o an zaten uyumaktadır. Uyandıktan sonra da her şey bitmiştir.
Gerçi burun ameliyatı ağrısız ya da çok az ağrılı bir ameliyat olsa da biz yine de ağrı kesici tedavimizi uygularız.
Ameliyat ettiğimiz hastaların 24 saat gözümüzün önünde olmalarını tercih ederiz. Fakat hasta, “Çok iyiyim. Hiç ağrım, sancım, bulantım, çarpıntım yok. Niye yatıyorum ki hastanede?” derse aynı gün evine gitmesine izin veririz.
Risk olarak, tüm diğer ameliyatlarda olduğu gibi, yüzde 1 oranında enfeksiyon, yüzde 1 oranında kanama olasılığı söz konusudur. Gerçi bunlar olsa bile kolaylıkla kontrol altına alınabilir. Hiçbir zaman hayati tehlike yaratmaz.
1 HAFTA SONUNDA ÇIKAR
Burunda tampon varsa 1 gün, eğer içeride eğrilik, et büyümesi ya da deviasyon için işlem yapılmışsa 2 gün tamponda tutuyoruz. Üzerindeki kalıp ise 1 hafta kalıyor.
1 hafta sonunda kalıbı çıkardığımızda yüz şeklini almış oluyor. Böylece yaptığımız işlemin yüzde 90’ı görülebilir hale geliyor.
Kalan yüzde 10’luk bölümün düzelmesi, yani burnun yüzde 100 oturması 6 ay, bazı hastalarımızda 1 seneyi bulabiliyor.
Fakat bu durum hastayı rahatsız etmiyor. Çünkü yüzde 90 burun şekli ortaya çıktığı için sonuçtan zaten memnun oluyor. Ancak hasta ve biz biliyoruz ki, 6 ay içerisinde yüzde 10’luk bir düzelme daha olacak.
Sıcak ortamlar damarları genişlettiği için şişlerin ve ödemlerin artmasına, kanamaların çoğalmasına neden olabilir.
Bu nedenle hastalara çok sıcakta durmamalarını, hamama ya da sıcak bir küvete girmemelerini, uzun süreler güneşlenmemelerini, mümkün olduğunca serin ortamlarda bulunmalarını öneriyoruz.