“Çınlama” Latince’de “tinnitus” olarak adlandırılır. Latince’de her türlü vızıldayan şeyler, örneğin böcekler vs. için kullanılır. Kulakta ise anormal ses duyulması olarak tarif edilir.
Bazı kişiler “Artık bu sesten intihar edeceğim” diyecek kadar rahatsız olurlar. Örneğin besteci Beethoven kulak rahatsızlığına sahip biriydi. İşitmiyordu. Ünlü müzisyenin sırf kulağındaki çınlamadan dolayı, “Çok sefil bir hayat yaşıyorum” demişliği vardır. Yani bu tip sorunlar hastayı bu denli rahatsız eder.
Kulak çınlaması objektif ve subjektif olarak ikiye ayrılır.
Objektif tinnitus olduğunda bu sesi hasta ile beraber yakınındaki insanlar da duyabilir.
Subjektif tip tinnituslar ise daha sık görülür. Bunları sadece hastalar duyabilir.
OBJEKTİF TİNNİTUSLAR
Objektif tinnitusların başlıca iki sebebi vardır:
Birinci sebep, kas rahatsızlıklarıdır. Anormal kasılmaların sonucunda olur. Daha çok damak, yutak, geniz kaslarındaki kas spazmlarıdır. Dışarıdan bu sesi duyabilirsiniz.
Nörolojik bir rahatsızlıkla ilgili değilse, o bölgeye yapılan botoks enjeksiyonları ile sorun ortadan kaldırılabilir.
İkinci objektif tinnitusun sebebi ise vasküler, yani damarla ilgili hadiseleridir. Tanı konması için hastaya MR, MR Anjiyo gibi o bölgeye uygun filmler çekilir. İlgili uzmanlar tarafından muayene edilir ve tedavisi yapılır.
Bir de “tuba östaki” dediğimiz, kulakla geniz arasındaki yolun anormal fonksiyonları da çınlamaya sebep olabilir.
Tuba östakinin en önemli görevi, orta kulakla dış dünya arasındaki basıncı eşitlemektir. Tıkandığı zaman ya da açık kaldığında çınlama olabilir.
Açık tuba dediğimiz bir rahatsızlık var ki kulağa hava girmesi, hasta nefes alırken bile hava girip çıkması, zarı aşağı yukarı oynatır. Muayenede de tespit edilebilir. Bu durum da objektif tinnituslara sebebiyet verebilir.
SUBJEKTİF TİNNİTUSLAR
Subjektif tinnitusların birçok sebebi vardır.
En başta yaşa bağlı işitme kayıpları gelir. İç kulağın belirli bir kısmının, özellikle ince seslerle ilgili kısmının hassasiyetinin azalması ve buradan çıkan anormal ses deşarjlarında hastanın çınlama olarak duymasıdır.
İkinci olarak, gürültüye bağlı işitme kayıplarıdır. Bunlarda da çınlama olur.
Akut ve kronik olabilir. Akut olanında, yanınızda bir bomba veya silah patladı gibi olur. Aniden olan bu akut çınlamalar genelde 3-4 gün içinde geçer.
Yıllar boyu gürültü altında, fabrikalarda, havaalanlarında çalışanlar kişilerde, zaman içinde gürültülerin birikmesiyle birtakım işitme kayıpları ve çınlamalar ortaya çıkabilir. Bunların tedavisi daha zordur.
Üçüncü sebep ise yine kulağa ait bir hastalık olan meniere hastalığıdır. Sebebi bilinmez.
İç kulak sıvılarının ani basınç yükselmesiyle hastada baş dönmesi, bulantı, kusma ve çınlama şikayetleri ortaya çıkar. Bu hastalığın özel tedavisiyle çınlama da tedavi edilir.
Otoskleroz dediğimiz hastalık da çınlama sebeplerinden biridir. Orta kulaktaki üzengi kemikçiğinin tabanının kireçlenmesiyle ortaya çıkar. İşitme kaybı ve çınlamayla gelen bir rahatsızlıktır. Tedavisi ancak cerrahi olarak yapılabilir.
Travmalardan sonra ve iç kulakta işitme ve denge sinirinin arasında çıkan tümör de bir diğer çınlama sebebidir.
İLAÇLARDAN KAYNAKLANAN ÇINLAMALAR
Kişilerin bilmesi gereken bir durum da, kullanılan ilaçların çınlama yapabileceğidir. En fazla kullanılan ilaçlardan biri aspirindir. Aspirin de çınlama yapabilecek bir sebeptir.
İdrar yolu enfeksiyonlarında ve verem tedavisinde kullanılan bazı ilaçlar kulak çınlaması yapabilir.
Kanser tedavisinde kullanılan kemoterapik ajan dediğimiz ilaçlar da kulak çınlamasına sebep olabilir.
DİĞER ÇINLAMA SEBEPLERİ
Östaki borusunun fonksiyon bozukluğu sebeplerinden biri burun tıkanmasıdır. Uçaktan indiğimizde kulağımızda bir tıkanıklık hissederiz. Bazen geçirilen grip ve nezlelerden sonra kulak tıkanır ve açılmaz.
Bu durumlarda kulağın salgısı orta kulakta kalır ve kulak tıkanır. Bu da çınlama ve uğultu yapar. Tedavisi medikal veya cerrahi olarak yapılır.
Ağızdaki diş ve çene kapanma bozukluklarıyla oluşan, çene ekleminin artriti sonucunda da kulak çınlaması olabilir.
Depresyonda olan hastalarda kulak çınlaması görüleblir.
Hiperlipidemi dediğimiz, kan kolestrol ve lipidlerin arttığı durumlarda hastaların kulaklarında çınlama olur.
Frengi ve menenjit gibi hastalıkların sonrasında da insanlar çınlama duyabilirler. Kulak burun boğaz bölümünün çok rastladığı bir rahatsızlıktır.
TEDAVİ SÜRECİ
Kulak çınlaması ile gelen kişilere öncelikle normal bir kulak burun boğaz muayenesi yapılır. Burnun, kulağın, boğazın durumuna bakılır. Hastanın tinnitusu objektifse steteskopla dinlenir.
Boyun venlerine baskı yapılması, damağın muayenesi, çınlamanın ardında yatan bir hastalığı ortaya koyma açısından faydalıdır.
Kulak burun boğaz muayenesinden sonra odyolojik testler yapılır. Hastanın işitmesi, orta kulak basıncı ve işitme sinirlerinin durumu değerlendirilir. Patalojik bir şey var mı diye araştırılır.
Daha sonra biyokimya yapılır. Biyokimyada kan lipidleri, kolestrolü, hematokrit dediğimiz kan seviyesi, kan anemisi var mı, tiroid dediğimiz guatr bezinin işlevlerinin ve fonksiyonları tam mı diye kabaca bakılır. Ardından uygun filmlerle teşhis konması için ilerlenir.
Çınlama sorunuyla gelen hastaların yarısında sorun bulunmayabilir. O zaman yine de “kranial MR” ile beyin, iç kulak yolu, beyinle kulağın köşedeki yerinin, açısının incelemesi yapılır.
ÇINLAMANIN TEDAVİ ŞEKLİ
Çınlama tedavisinde önce birtakım ilaçlar kullanırız. Ancak bu ilaçların etkilerinin ne olduğu tartışmalıdır.
Hastanın tinnitusunu bastıran, işitme kaybı varsa o tinnitusu maskeleyen aletler kullanılabilir. Lazer veya devamlı bir elektrik stimülasyonu yapılarak bunlara engel olunmaya çalışılır.
Çınlamanın sebebi tespit edilmemişse maalesef kesin tedavisi yok diyebiliriz.
Bu tür durumlarda hasta başta durumunu kabullenmez. Neyi olduğunu öğrenmek ister. Muayene edip hiçbir şeyi olmadığını ortaya koyduğunuzda psikolojik olarak rahatlar.
Daha sonra hastalar zaman içerisinde alışıyor. Ancak yine de uykusuna engel olacak seviyede çınlaması varsa rahat uyuyabileceği ilaçlar vererek alışma devresini geçirmesine yardımcı olmaya çalışıyoruz.
İlginizi çekebilir: Kulak hangi durumlarda temizletilir?